Sosyal Medya ve Asosyal Toplum

19 Ocak 2015 Pazartesi günü Tarafindan yazildi.

Son yıllarda Facebook, Twitter gibi kanallarla sosyal medya çok popüler olmaya başladı. Hatta ''Arap Baharı''ndaki sosyal medyanın mobilize rolünden tuttun.

, Gezi Parkı'nda...
insanların Twitter aracılığıyla örgütlenmelerine ya da birbirini tanımayan insanların birçok internet sitesi aracılığıyla tanışıp, evlenmeleri gibi örnekler bu kanalın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Peki insanları bu sanal dünyaya bu kadar iten neden ne? Normal hayatta insanlar birbirlerinden bu kadar korkarken ve tanımadığınız bir insana durakta ya da kitapçıda merhaba dediğinizde bile bir anda şaşkınlığa girip nasıl tepki vereceğini bilemezken, internette tanımadığı insanla nasıl bu kadar kolay iletişime geçip, merhabadan çok daha fazlasını onunla paylaşabiliyor
.
Yaşadığım somut bir örnekten bahsetmek istiyorum. Geçen hafta Ankara'da bir mekana gittiğimde şimdiye kadar yüzyüze hiç karşılaşmadığım ama Facebook ve Twitter'tan arkadaşım ve takipçim olan biriyle karşılaştım. Gayri ihtiyarı yanına gidip merhaba deme isteği duydum. Çünkü Facebook'tan arkadaş olarak ekleyen, normal hayatta sokakta veya okulda karşılaştığınızda selam vermeyen insanları gördüğümde oluşan durum bana hep saçma gelmiştir. Bu kişi kalabalıkta beni görmese de ben yanına gidip merhaba dedim. Merhaba mı der demez kafasını kaldırıp ve yüzümü bile tam görmeden ''konuşmayı sevmiyorum'' diyerek gitmesi bir oldu. Bende sonrasında peşinden gidip, dur ben Facebook'tan şu arkadaşınım demek istemedim. Aynı kişinin birkaç gün sonra Facebook'tan merhaba diye mesaj atmasına müteakip ben de  aynı şekilde ''konuşmayı sevmiyorum'' diye yanıt verdim. Tabi sonradan durumu anlattığımda hatırlamıştı ve gülmüştü. Başka bir örnek de, uzaktan tanıdığım birinin eşini ve çocuklarını bırakıp İstanbul'da yaşayan ve uzun zamandır internetten görüştüğü kişiye kaçmasıydı. O kişiyi ilk canlı olarak görseydi ona kaçmayı düşünür müydü orası meçhul. Eminim ki buna benzer örnekleri hem sosyal medyada hem de günlük hayatımızda hepimiz yaşıyoruzdur.
Aslında bu örneklerle kast etmek istediğim, gitgide birbiriyle iletişim kuramayan, birbirini tehdit olarak algılayan bireyler haline dönmemiz. Devlet dairelerine, bankalara veya hastanelere gittiğinizde karşılaştığınız donuk profiller yahut günlük Hayatta iyi günler demenize rağmen size asıkca bakan yüzler... Ve o yüzlerden bazılarının internet ortamında farklı şekillere bürünmesi. Belki de insanlar sosyal medyada normal hayatta bulamadıkları hayatı ve kendilerini, yarattıkları yapay profiller üzerinden yaşamakta buluyor.
McDonalds'lara gittiğimde veya marketlerden aldığım domatesleri yerken hep plastik bir şey yiyormuşum hissine kapılırım. Sanırım küreselleşmeyle plastikleşen sadece besinler değil, aynı zamanda yaşamlar ve insanlar da. Merhabalardan ve hayatı sosyal medyada değil, hayatın içinde yaşamaktan korkmayın. Çünkü Tanrı'nın bizlere bahşettiği hayat yapay değil, gerçek. Ve hayat insanlar birbirlerine dokundukça ve birbirlerini hissettikçe daha bir yaşanılası, daha bir güzel. 

0 yorum: